Gazeteci Sedef Kabaş, Tele-1 kanalında Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı makamına çok ağır hakaretlerde bulundu. Gazeteci Uğur Dündar ve CHP'li vekiller Engin Özkoç ile Aykut Erdoğdu, Kabaş'ın hakaretlerine müdahale etmezken program devam etti.
Kabaş'ın hakaret içerikli sözlerine tepki yağarken, RTÜK program için inceleme başlattı. Sedef Kabaş'ın Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan küstah sözleri sonrası İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma da başlatıldı. Kabaş, dün gece saatlerinde gözaltına alındı ve sevk edildiği nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Kabaş'ın Cumhurbaşkanlığı makamı ve seçilmiş Cumhurbaşkanına yönelik hakaretinin hukuki karşılığı da merak konusu oldu.
Kabaş'ın işlediği suçun 1 yıldan 4 yıla kadar hapis ile cezalandırılabileceği, kasıt durumuna göre bu cezanın 6'da 1 oranında da artırılabileceği ifade ediliyor.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu ile ilgili tüm detaylar;
Cumhurbaşkanına hakaret suçu Türk Ceza Kanunu’nun Özel Hükümler kitabının Dördüncü Kısmının “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu, hakaret suçunu düzenleyen genel hükümlerden ayrı olarak TCK 299’da özel bir madde şeklinde düzenlenmiştir.
Bu makalemizde, Kadim Hukuk ve Danışmanlık olarak sizlere TCK m. 299’da düzenlenen, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu, Cumhurbaşkanına hakaret suçunun özelliklerini, unsurlarını, cezasını, Cumhurbaşkanına hakaret suçunda görevli mahkemeyi, zamanaşımını, uzlaşmayı, şikayet süresini, Cumhurbaşkanına hakaret suçunda adli para cezası, erteleme ve hükmün açıklanmasının geriye bırakılması hususlarını açıklayacağız.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu sebebiyle kovuşturma yapılması Adalet Bakanlığı’nın iznine tabidir. Adalet Bakanlığından izin alınmadıkça kovuşturma yapılamaz.
Sedef Kabaş'a destek veren Akşener ve Kılıçdaroğlu'na peş peşe tepkiler
CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU NEDİR?
Cumhurbaşkanının devleti temsil etmesi ve Anayasada belirtilen görev ve yetkileri göz önüne alınarak onun kişiliğine yöneltilen hareketin bir bakıma devlet kuvvetleri aleyhine cürümlerden sayılması gerektiği düşüncesinden hareketle TCK m. 299 kaleme alınmış ve Cumhurbaşkanına hakaret TCK m. 125’daki hakaret suçuna ilişkin genel düzenlemelerden ayrı tutularak bağımsız bir suç haline getirilmiştir.
Anayasanın 104. maddesi uyarınca Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder. Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir. Cumhurbaşkanının bu özel konumu nedeniyle kişiliğine yapılan hakaretin aynı zamanda temsil ettiği makama da yönelik olduğu düşüncesi ile hakaret suçu ile ilgili olarak bu özel düzenleme yapılmıştır.
Kanun koyucu, Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle kovuşturma yapılmasını Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlamıştır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu ve cezası “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” bölümünde TCK m. 299’da düzenlenmiştir.
- Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Suçun alenen işlenmesi halinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
- Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.” şeklindedir.
Sedef Kabaş 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan tutuklandı
CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU ŞARTLARI NELERDİR?
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun şartları şu şekilde ifade edilebilir:
Bu suçla korunan hukuki yarar, Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığıdır. Fail, herhangi bir kişi olabilir. Cumhurbaşkanı ve temsil ettiği makam suçun mağduru sayılmalıdır. Fiil, Cumhurbaşkanına hakaret edilmesi suretiyle işlenmektedir. Cumhurbaşkanına hakaret suçu yalnızca kasten işlenir, taksirle işlenemez.
CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇUNUN UNSURLARI
Fail
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun faili herhangi bir kimse olabilir. TCK m. 299’da suçun faili olmak bakımından herhangi bir özellik aranmamıştır. Failin kamu görevlisi olması mümkünse de, bu durum suçun niteliği veya cezalandırma yönünden bir farklılığa neden olmamaktadır.
Mağdur
Suç doğrudan doğruya kişiliği üzerinde işleniyor bulunması nedeniyle suçun mağduru Cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı ve temsil ettiği makam suçun mağduru sayılmalıdır.
Cumhurbaşkanlığın şahsı hedef alınmalıdır. Diğer türlü 125. maddede bulunan kamu görevlisine hakaret suçu veya normal hakaret suçu gündeme gelecektir.
Suçun Hukuki Konusu
Suç teşkil eden her hareketin bir konusu vardır ve suçun hukuki konusu denilince bundan tipik hareketin üzerinde icra edildiği kişi veya şey anlaşılmaktadır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, kişilere ve şerefe karşı suçlar içerisinde değil “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenerek Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığının korunması amaçlanmıştır. Devlete karşı işlenen suçlardan bir kısmının gerçek mağduru, makamı temsil eden gerçek kişi olmakla birlikte, devlete dair hukuki yararın korunması, kişinin yararına nazaran daha üstün tutulmuştur. Hakaret suçu doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı olan kişiye karşı işlenmekte ise de, suçla korunan ve bu sebeple ihlal edilen hukuki değer devletin siyasal iktidar yapısıdır.
Burada korunan hukuki yarar, Devleti temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığıdır.
Fiil
Fiil, Cumhurbaşkanına hakaret edilmesi suretiyle işlenmektedir. Bu nedenle bu fiilin Cumhurbaşkanlığı başlamış ve devam eden bir kişi hakkında işlenmiş olması gerekir. Cumhurbaşkanlığı sıfatının seçimle değil and içmeyle başlayacağı Yargıtay tarafından kabul edilmektedir. And içme anına kadar eski Cumhurbaşkanı görevine devam edecektir.
Diğer taraftan, görevde ve sağ olan bir kişiye yapılan hakaret m. 299 kapsamında cezalandırılır. Bu nedenle, Cumhurbaşkanlığı göreviyle ilgili olsa dahi, suç tarihinde ölmüş bir kişiye yapılan hakaret bu suçu değil, ölenin hatırasına hakaret (m. 130) suçunu oluşturur. Cumhurbaşkanlığı görevi sona eren bir kişiye yapılan hakaret de bu suçu değil, 125. Maddedeki genel hakaret suçuna vücut verecektir.
Bu suç serbest hareketli suç olup, sözler, imalı şarkılar, yazı, çizim, resim, nefreti gösteren hareketler ve bunun gibi davranışlarla işlenebilir. Ayrıca bu suçun, telefonla, mektupla, basın yayın araçları veya medya yoluyla, diğer iletişim araçlarıyla gerçekleştirilmesi de olanaklıdır.
Hakaret kavramı maddede tanımlanmamıştır. Bu konuda hakaret suçunun ceza hukukundaki anlamı esas alınmalıdır. Ceza Kanununda (m.125) hakaret, “bir kişiye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek şekilde bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek suretiyle; onur, şeref ve saygınlığına saldırılması” şeklinde tanımlanmaktadır.
Genel hakaret suçu, mağdurun yokluğunda işlendiğinde suçun vücut bulabilmesi için hakaret edenin söz ve davranışlarının en az 3 kişi tarafından öğrenilmesi gerekir. Genel hakaret suçunda hakaret edilen ortamda mağdurun olmadığı hallerde, TCK m. 125 hakaret teşkil eden fiilin 3 kişiyle ihtilat halinde işlenmesi şartını aramaktadır. Söz konusu üç kişiye hakaret edenin kendisi dahil değildir. Üç kişinin aynı yerde olması şart değildir, önemli olan üç kişinin hakareti öğrenmesidir.
Cumhurbaşkanına hakaret suçu, genellikle Cumhurbaşkanının gıyabında (yokluğunda) işlenmektedir. Ancak, suçun gıyapta işlenmesi halinde sadece bir kişinin hakareti duyması yeterlidir. Genel hakaret suçunda olduğu gibi 3 kişinin hakareti öğrenmesi şartı, bu suçta aranmamaktadır. Cumhurbaşkanına hakaret fiilinin yüze karşı ya da yoklukta işlenmesi arasında fark yoktur.
Manevi Unsur
Cumhurbaşkanına hakaret suçu ancak kasten işlenebilir. Başka bir deyişle suçun manevi unsuru genel kasttır. Burada mağdurun sıfatı bilinerek hareket edilmelidir. Failin saikinin siyasi olması şart olmadığı gibi, Cumhurbaşkanlığı sıfat veya vazifesiyle ilgili bir saike de gerek yoktur. Saik veya maksat aranmadığından, suçun özel kastla işlenmesi aranmaz.
Bu suçun oluşumu için “Onun sosyal değeri konusunda kendisinin veya toplumun düşünce veya duyguları sarsıcı fiil veya sıfatlar isnat veya izafe edilmelidir. Ne tür hareketlerin şeref ve itibari ihlal edici olduğu, toplumda hakim olan ortalama düşünüş ve anlayışa göre belirlenmelidir, bunun tayininde ölçü bireyin özel duyarlılığı değildir. Bu itibarla basit bir saygısızlık hakaret ve sövme olarak nitelendirilemez”. Bir eylemin hukuk düzeni tarafından cezalandırılması ancak hukuka aykırılığı ortadan kaldıran bir nedenin bulunmamasına bağlıdır. İfade hürriyeti, basın özgürlüğü gibi bir hakkın kullanmasına dair hukuka uygunluk nedenleri mevcut ise, hukuk düzeni tarafından kişi cezalandırılmayacaktır; ancak, eleştiri hak ve görevi kötüye kullanılmamalı, yazıda küçültücü, incitici, abartılı sözlerden kaçınılmalıdır. Aksi takdirde haber verme ve eleştiri hakkından söz edilmeyecek, eylem hukuka aykırı olacaktır.
İftira, küfür, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzenini cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik bulunan ifadeler düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemekte; suç sayılmak suretiyle ceza yaptırımlarına bağlanmaktadır. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanına hakaret de 5237 sayılı TCK m. 299’ da yaptırıma bağlanmıştır. Suçun koruduğu hukuki yarar ise yukarıda ifade edildiği üzere Cumhurbaşkanının şeref ve saygınlığıdır.
CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU CEZASI
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Temel Hali Cezası
TCK m. 299/1’de düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçunun temel şeklinin cezası, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası olup, hakim somut olayın özelliklerine ve suçun işleniş şekline göre TCK’nun 61. maddesinde öngörülen hususları da göz önünde bulundurarak alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirleyip uygulayacaktır.
Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır (TCK m. 299/3).
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Nitelikli Hali Cezası
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır (TCK m. 299/2). Örneğin, sosyal medya üzerinden, bir televizyon programında veya bir caddede bağırarak hakaret etmek suçun aleni bir şekilde işlenmesi anlamına gelir.
Aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli değildir. Hakaret konusu söz veya davranışın belirlenemeyen sayıda kişi tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması halinde aleniyet gerçekleşmiş olur. Hakaret suçunda aleniyetin gerçekleşmesi için herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi şarttır.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu İndirim Halleri
Cumhurbaşkanına hakaret suçunda cezayı azaltan bir indirim haline yer verilmemiştir. Ancak koşulların gerçekleşmesi halinde genel hükümlerde düzenlenen indirim nedenleri uygulanabilir.
CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇUNUN ÖZEL GÖRÜNÜŞLERİ
Teşebbüs
Cumhurbaşkanına Hakaret suçu, oldukça istisnai şekillerde de olsa teşebbüse elverişli bir suçtur. Örneğine sıklıkla rastlanmamakla birlikte, birine hakaret etmek için mektup yazıldığında ve o mektup muhataba ulaşmadan fiilden vazgeçildiğinde hakaret suçuna teşebbüs edilmesi durumu gerçekleşecektir. Başka bir deyişle, mektup aracılığı ile hakaret suçuna teşebbüs söz konusu olabilecektir.
İştirak
Cumhurbaşkanına hakaret suçu iştirak bakımından herhangi bir özellik taşımaz ve iştirakin her şekli gerçekleşebilir. Bu suçtaki tipik fiili birlikte gerçekleştirenlerin her biri TCK m. 37/1 uyarınca müşterek fail olarak sorumludur. Aynı şekilde bir başkasını araç olarak kullanmak suretiyle Cumhurbaşkanına hakaret suçunun işlenmesi halinde TCK m. 37/2 uyarınca dolaylı fail olarak sorumluluk söz konusudur yahut bir kimseyi Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlemeye azmettirerek yasanın öngördüğü suçu işleten kişi, azmettirmeden (TCK m. 38) veya Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işleyen kimseye yardımda bulunan kişi, bu suçun işlenmesine yardım eden olarak (TCK m. 39) şerik sıfatıyla sorumludur.
İçtimaı
İçtima bakımından burada incelenmesi gereken husus, zincirleme suçtur. Zira bu suç TCK m. 43/1 bağlamında zincirleme suç şeklinde de işlenebilir. Failin farklı zamanlarda işleyeceği birden fazla hakaret eyleminin suç çokluğuna neden olacağı düşünülmeli ve bir suç işleme kararı bulunuyorsa TCK m. 43/1 uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmalıdır. Aksi takdirde eylem sayısı kadar suçun varlığı kabul edilmelidir.
CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU ADLİ PARA CEZASINA ÇEVİRME, ERTELEME VE HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Adli Para Cezasına Çevirme
Adli para cezası, işlenen bir suça karşılık hapis cezasıyla birlikte veya tek başına uygulanabilen bir yaptırım türüdür. Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle ceza mahkemesi tarafından hükmedilen hapis cezası, belli koşullarda adli para cezasına çevrilebilir.
Adli para cezası şayet hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmişse ödenmez. 5 yıl boyunca ertelenir. 5 yılının sonunda dava düşürülür.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Erteleme
Ceza ertelenmesi, mahkeme tarafından belirlenen cezanın cezaevinde infaz edilmesinden şartlı olarak vazgeçilmesidir. Erteleme, TCK m. 51/1’de; “İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır” şeklinde düzenlenmiştir. Erteleme sonuç ceza (hükmolunan ceza) üzerinden yapılacaktır. Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezasının ertelenmesi de mümkündür.
Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında hükmolunan cezanın belli bir denetim süresi içerisinde sonuç doğurmaması, denetim süresi içerisinde belli koşullar yerine getirildiğinde ceza kararının hiçbir sonuç doğurmayacak şekilde ortadan kaldırılması ve davanın düşmesine sebebiyet veren bir ceza muhakemesi kurumudur. Suçun cezasının 2 yıl veya altında belirlendiği hallerde HAGB kararı mümkündür. Cumhurbaşkanına hakaret suçu nedeniyle hükmedilen hapis cezası hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU SORUŞTURMA KOVUŞTURMA AŞAMASI
Soruşturma Aşaması
Şikayet, TCK m. 73’te; “Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz” şeklinde düzenlenmiştir. Bir suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olabilmesi için kanunda bu durumun açıkça belirtilmesi gerekir. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun düzenlendiği kanun maddesinde, bu suçun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu belirtilmediği için şikayet gerekmeyecek, soruşturma ve kovuşturma makamları tarafından re’sen takip edilecektir.
Cumhuriyet savcılığı soruşturmayı izin almadan kendisi yapabilir; fakat suç nedeniyle kovuşturma yapılabilmesi Adalet Bakanının iznine bağlı bulunmaktadır. Kovuşturma şartı olan izin alınmadan dava açılamaz.
Yani savcılık soruşturmayı izin almadan kendisi yapabilir. Fakat suç nedeniyle kovuşturma yapılabilmesi için Adalet Bakanlığının izni gerekir. İzin alınmadıkça dava açılamaz.
Cumhuriyet başsavcılığı, eylemin Cumhurbaşkanına hakaret niteliğinde olup olmadığına ve failin bu eylemi işleyip işlemediğine ilişkin kanıtları toplamalı, yeterli şüphe nedeni bulunmuyorsa kovuşturmaya yer olmadığına karar vermelidir. Toplanan delillerin dava açılması için gerekli ve yeterli olduğu anlaşılıyorsa, dosya Adalet Bakanlığına gönderilerek kovuşturma izni istenmelidir.
Kovuşturma Aşaması
Soruşturma aşamasının iddianame düzenlenip kamu davası açılarak tamamlanmasının akabinde artık bir ceza davasının varlığından bahsedilir ve kovuşturma aşamasına geçilmiş demektir. Başka bir deyişle, kovuşturma evresi, iddianamenin kabul edilmesi veya kabul edilmiş sayılması ile başlar. Kovuşturmanın içinde farklı evrelerden bahsedilebilir; duruşma hazırlığı, duruşma, hüküm ve kanun yolu bu evrelerdendir. Soruşturmanın tamamlanması sonrasında Cumhurbaşkanına hakaret suçuna ilişkin kovuşturma aşaması gerçekleştirilecek ve kovuşturma aşamasının sonunda faile verilecek sonuç ceza belirlenecektir.
CUMHURBAŞKANINA HAKARET SUÇU GÖZALTI VE TUTUKLULUK HALİ
Gözaltı
Gözaltı hali, CMK’nın 91. maddesinde düzenlenmiştir. Usule uygun olarak (CMK m. 90) yakalanan kişi, Cumhuriyet Savcılığınca bırakılmazsa, soruşturmanın tamamlanması için gözaltına alınmasına karar verilebilir. Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz. O halde gözaltı süresi toplam 36 saati geçemez.
Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.
Toplu olarak işlenen suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhal tebliğ edilir.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yer alan bu düzenlemelere göre Cumhurbaşkanına hakaret suçu açısından Cumhuriyet Savcısı’nın gözaltı kararı vermesiyle gözaltı halinin gerçekleşmesi mümkündür.
Tutukluluk Hali
Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında tutukluluk süresi CMK 102. Maddesi uyarınca en fazla 1 yıldır. Zorunlu hallerde bu süre 6 ay uzatılabilir. Bu süreye istinaf süreci dahil değildir.
Tutuklama, koruma tedbirlerinin en ağırıdır; zira kişi, kısıtlı bir süreyle de olsa hakkında bir kesin hüküm bulunmadan özgürlüğünden mahrum bırakılmaktadır. Tutuklama, CMK m. 100 ve devamında yer alan hükümlerde düzenlenmiştir. Tutuklama kararını, sadece hakim verebilir; savcının veya kolluk amirinin tutuklama kararı vermesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Muhakemenin yürütülmesinde esas olan sanığın/şüphelinin tutuksuz olmasıdır; tutuklama ise her zaman bir istisna niteliğindedir. Tutuklama koruma tedbirinin zorunlu tutulduğu bir hal bulunmamaktadır. Olayda muhakeme şartı varsa, tutuklama kararı verebilmek için bunun gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Tutuklamanın somut koşulları bulunmaktadır.
Bu koşullar;
Kuvvetli suç şüphesi bulunmalıdır.
Bir tutuklama nedeni bulunmalıdır.
Tutuklama, somut olayda orantılı bir tedbir olmalıdır.
Sadece adli para cezasını gerektiren suçlarda veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Bu suçla ilgili tutukluluk süresi, CMK m. 102/1 uyarınca en çok bir yıldır. Zorunlu hallerde altı ay daha uzatılabilir. Bu süreye kanun yolunda geçen süre dahil değildir.
Uygulamada Cumhurbaşkanına hakaret suçunda tutuklama kararı verilebildiği görülmektedir; ancak bu suçun katalog suçlara girmemesi nedeniyle, tutukluluk kararlarının tartışmalı olduğu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırılık taşıdığı şeklinde eleştiriler yapılmaktadır.